İngilizce

AÖL İngilizce 2 Ders Kitabı Özeti

THEME 1

BRIDGING CULTURES

At the bus or train station – Otobüs veya tren istasyonunda

where’s the ticket office? bilet gişesi nerede?
where are the ticket machines? bilet makinaları nerede?
what time’s the next bus to …? …’a bir sonra ki otobüs ne zaman?
Camden Camden
what time’s the next train to …? …’e bir sonra ki tren ne zaman?
Leeds Leeds
can I buy a ticket on the bus? bileti otobüsde alabilir miyim?
can I buy a ticket on the train? bileti trende alabilir miyim?
how much is a … to London? Londra’ya … gidiş bileti ne kadar?
single gidiş
return dönüş
first class single birinci sınıf gidiş
first class return birinci sınıf dönüş
I’d like a … to Bristol Bristol’a … bileti istiyorum
single gidiş
return dönüş
child single çocuk gidiş
child return çocuk dönüş
senior citizens’ single yaşlı gidiş
senior citizens’ return yaşlı dönüş
first class single birinci sınıf gidiş
first class return birinci sınıf dönüş
are there any reductions for off-peak travel? ulaşım araçlarının yoğun olarak kullanılmadığı zamanlar için alınan biletlerde indirim var mı?
when would you like to travel? ne zaman seyahat edeceksiniz?
when will you be coming back? ne zaman döneceksiniz?
which platform do I need for …? … treni hangi perondan kalkıyor?
Manchester Manchester
is this the right platform for …? … treni icin doğru peron mu?
Cardiff Cardiff
where do I change for …? … treni icin nerede değiştireceğim?
Exeter Exeter
you’ll need to change at … … değiştirmen gerek
Reading Reading’de
can I have a timetable, please? Tarife alabilir miyim lütfen?
how often do the buses run to …? … ne sıklıkta otobüs var
Bournemouth Bournemouth’a
how often do the trains run to …? … ne sıklıkta tren var?
Coventry Coventry’e
I’d like to renew my season ticket, please abonman biletimi yeniletmek istiyorum.
the next train to arrive at Platform 2 is the 16.35 to Doncaster 2 numaralı perona varacak bir sonraki tren saat 16.35 Doncaster trenidir
Platform 11 for the 10.22 to Guildford saat 10.22 Guildford treni için 11 numaralı peron
the next train to depart from Platform 5 will be the 18.03 service to Penzance peron 5’den kalkacak tren saat 18.03 Penzance treni olacaktır
the train’s running late tren geçikti
the train’s been cancelled tren seferi iptal oldu

The Tube (the Underground) – Metroda

could you tell me where the nearest Tube station is? en yakın metro istasyonu nerede acaba?
where’s there a map of the Underground? Metro haritası nerede?
over there orada
which line do I need for Camden Town? Camden Town için hangi hattı kullanmalıyım?
how many stops is it to …? … kaç durak var?
Westminster Westminster’e
I’d like a Day Travelcard, please tüm gün seyahat bileti, lütfen?
which zones? hangi bölgeler için?
Zones 1-2 1. ve 2. bölgeler
I’d like an Oyster card, please Oyster kartı lütfen (Metroda seyahat etmek için kontörlu kart)
I’d like to put £10 on it kartıma 10 pound yüklemek istiyorum

On the bus or train – Otobüs veya trende

does this bus stop at …? bu otobüs …’da duruyor mu?
Trafalgar Square Trafalgar Meydanı
does this train stop at …? bu tren …’da duruyor mu?
Leicester Leicester
could I put this in the hold, please? bunu vagonun bagaj bölümüne koyabilir miyim lütfen?
could you tell me when we get to …? … vardığımızda haber verir misiniz?
the university üniversiteye
could you please stop at …? … durur musunuz?
the airport havaalanında
is this seat free? bu yer boş mu?
is this seat taken? burada oturan var mı?
do you mind if I sit here? buraya oturmamım sakıncası var mı?
tickets, please biletler lütfen
all tickets and railcards, please tüm bilet ve tren pasoları lütfen
could I see your ticket, please? biletinizi görebilir miyim lütfen?
I’ve lost my ticket biletimi kaybettim
what time do we arrive in …? …’e ne zaman varacağız?
Sheffield Sheffield
what’s this stop? burası hangi durak?
what’s the next stop? sonraki durak neresi?
this is my stop bu benim durağım/ ben burada iniyorum
I’m getting off here ben burada ineceğim
is there a buffet car on the train? trende yemek vagonu var mı?
do you mind if I open the window? camı açmamın bir sakıncası var mı?
we are now approaching London Kings Cross Londra Kings Cross istasyonuna yaklaşıyoruz
this train terminates here bu trende burası son durak
all change, please lütfen burada herkes tren değiştirsin
please take all your luggage and personal belongings with you lütfen tüm eşya ve bagajlarınızı almayı unutmayın

Things you might see – Görebileceğiniz işaretler

Tickets Bilet
Platform Peron
Waiting room Bekleme odası
Left luggage bagaj teslim
Lost property Kayıp eşya
Underground Metro
Bus stop Otobüs durağı
Request stop İhtiyari durak
On time Zamanında
Expected Beklenilen zaman
Delayed Gecikme
Cancelled İptal
Calling at … …duracak
Seat Koltuk
Car Vagon
To trains Trene
Trains to London Londra’ya trenler
Way out Çıkış
Mind the gap Aralığa dikkat edin
Northbound platform Kuzey yönüne giden metro peronu
Eastbound platform Doğu yönüne giden metro peronu
Southbound platform Güney yönüne giden metro peronu
Westbound platform Batı yönüne giden metro peronu

Hava Alanında Check in

I’ve come to collect my tickets biletimi almaya geldim
I booked on the internet internetten yer ayırttım
do you have your booking reference? rezervasyon numaranız yanınızda mı?
your passport and ticket, please pasaport ve bilet lütfen?
here’s my booking reference rezervasyon numaram
where are you flying to? nereye yolculuk ediyorsunuz?
did you pack your bags yourself? çantalarınızı kendiniz mi hazırladınız?
has anyone had access to your bags in the meantime? Çantalarınızı hazırlamanıza başkası yardım ettimi veya sizden başkası çantanıza birşey koydu mu?
do you have any liquids or sharp objects in your hand baggage? çantanızda sıvı veya kesici malzemeler var mı?
how many bags are you checking in? kaç tane çanta check in yaptıracaksınız?
could I see your hand baggage, please? el çantanızı görebilir miyim?
do I need to check this in or can I take it with me? bunu check in yaptırmam gerekiyor mu, yanıma alabilir miyim?
there’s an excess baggage charge of … ağırlık sınırını geçen bagaj için … ücret talep ediyoruz
£30 30 pound
would you like a window or an aisle seat? cam kenarı mı yoksa koridor tarafında mı oturmak istersiniz?
enjoy your flight! iyi yolculuklar!
where can I get a trolley? el arabası nerede bulabilirim?

Security – Güvenlik

are you carrying any liquids? sıvı madde taşıyor musunuz?
could you take off your …, please? lütfen … çıkarır mısınız?
coat ceketinizi
shoes ayakkabılarınızı
belt kemerinizi
could you put any metallic objects into the tray, please? lütfen elektronik eşyalarınızı tepsiye koyar mısınız?
please empty your pockets lütfen ceplerinizi boşaltır mısınız?
please take your laptop out of its case lütfen dizüstü bilgisayarınızı çantadan çıkarır mısınız?
I’m afraid you can’t take that through malesef onu yanınıza alamazsınız

In the departure lounge – Gidiş salonunda

what’s the flight number? uçuş numaranız nedir?
which gate do we need? hangi kapıya gitmemiz gerek?
last call for passenger Smith travelling to Miami, please proceed immediately to Gate number 32 Miami’ye giden yolcu Smith için son cağrı, lütfen 32 numaralı kapıya gidiniz
the flight’s been delayed ucuş gecikti
the flight’s been cancelled ucuş iptal edildi
we’d like to apologise for the delay gecikme için özür dilerim
could I see your passport and boarding card, please? pasaport ve biniş kartınızı görebilir miyim?

On the plane – Uçakta

what’s your seat number? koltuk numaranız nedir?
could you please put that in the overhead locker? onu lütfen başınızın üstündeki dolaba yerleştirir misiniz?
please pay attention to this short safety demonstration lütfen bu kısa güvenlik açıklamasına dikkat edin
please turn off all mobile phones and electronic devices lütfen tüm cep telefonlarını ve elektronik aletleri kapatınız
the captain has turned off the Fasten Seatbelt sign pilot Kemer Bağla işaretini kapattı
how long does the flight take? ucuş ne kadar sürecek?
would you like any food or refreshments? yemek veya içecek ister misiniz?
the captain has switched on the Fasten Seatbelt sign pilot Kemer Bağla işaretini açtı
we’ll be landing in about fifteen minutes onbeş dakika içinde inişe geçeceğiz
please fasten your seatbelt and return your seat to the upright position lütfen kemerlerinizi bağlayınız ve koltuğunuzu dik duruma getiriniz
please stay in your seat until the aircraft has come to a complete standstill and the Fasten Seatbelt sign has been switched off lütfen uçak tamamıyle durana ve kemer bağla işareti sönene kadar koltuğunuzdan kalkmayınız
the local time is … yerel saat …
9.34pm 21.34

Things you might see – Karşılaşabileceğiniz işaretler

Short stay (Short stay car park‘ın kısaltılmış hali) Kısa süreli otopark
Long stay (Long stay car park‘ın kısaltılmış hali) Uzun sureli otopark
Arrivals Geliş
Departures Gidiş
International check-in Dış hatlar check-in
International departures Dış hatlar gidiş
Domestic flights İç hatlar
Toilets Tuvaletler
Information Danışma
Ticket offices Bilet ofisi
Lockers Dolaplar
Payphones Ankesörlü telefon
Restaurant Lokanta
Gates 1-32 Kapı 1-32
Tax free shopping Vergisiz alışveriş
Duty free shopping Gümrüksüz alışveriş
Transfers Aktarmalar
Flight connections Bağlantılı uçuşlar
Baggage reclaim Bagaj alış
Passport control Pasaport kontrol
Customs Gümrük
Taxis Taksi
Car hire Araba kiralama
Departures board Gidiş panosu
Check-in open Check in işlemleri başladı
Go to Gate … … numaralı kapıya gidiniz
Delayed Gecikme
Cancelled İptal
Now boarding Kalkışa hazır
Last call Son çağrı
Gate closed Kapı kapandı
Departed Kalktı
Arrivals board Geliş panosu
Expected 23:25 23:25’de İnecek
Landed 09:52 09:52’de İndi

Kaynak: uzakrota.com

Konuya İlişkin Örnek Cümleler

When would you like to travel? (Ne zaman yolculuk yapmak istersiniz?)

How would you like to travel? (Nasıl yolculuk yaparsınız?)

By plane (Uçakla)

Can I rent a car there? (Orada araba kiralayabilir miyim?)

Can I take to collect my ticket? (Biletimi alabilir miyim?)

Here is my booking reference (Rezervasyon numaram)

How long does the flight take? (Uçuş ne kadar sürecek?)

Where is the theatre? (Tiyatro nerede?)

How to I get to the bank? (Bankaya nasıl gidebilirim?)

How long does it take to get there by car? (Oraya arabayla gitmek ne kadar sürer?)

How long does it take there on foot? (Oraya yürüyerek gitmek ne kadar sürer?)

Can you reccomend a hotel? (Bir otel tavsiye edebilir misiniz?)

I there a room free for one night? (Bir gece için boş oda var mı?)

How much does the hotel cot per night? (Bir gece için otel ücreti ne kadar?)

Here can I leave valuable items? (Değerli eşyaları nereye bırakabilirim?)

Do you serve nonalcoholic drinks? (Alkolsüz içki servisiniz var mı?)

Do you take credit cards? (Kredi kartı kabul ediyor musunuz?)

Is everything cover included? (Her şey fiyata dahil mi?)

Kaynak: blog.konusarakogren.com

THEME 2

WORLD HERITAGE

The New 7 Wonders of the World

Dünyanın Yeni 7 Harikası

The Colossus of Rhodes. The Great Pyramid of Giza. The Hanging Gardens of Babylon. The Temple of Artemis at Ephesus. OK, these are starting to sound vaguely familiar. But what are they? The next movie epics to hit the summer screens? Not quite.

These, along with some other spectacular sights make up the Seven Wonders of the Ancient World. Think of it as a sort of ideal travel itinerary from a long, long, long time ago. In 2007, a new list of wonders was announced for our modern world. What made the list?
Rodos Heykeli, Büyük Giza Piramitleri, Babil’in Asma Bahçeleri, Efes’teki Artemis Tapınağı. Peki bunlar kulağa belli belirsiz aşina gelmeye başlıyor. Ama nedir bunlar? Yaz ekranlarına bomba gibi düşecek yeni epik filmler mi? Pek sayılmaz.

Bunlar, birkaç tane daha göz alıcı yer ile birlikte Eski Dünyanın Yedi Harikasını oluşturmaktadırlar. Bunu çok, çok zaman öncesinde kalma, bir çeşit ideal gezi programı olarak düşünebilirsiniz. 2007’de, modern dünyamız için yeni bir harikalar listesi duyuruldu. Liste nelerden oluşuyordu?

1. Chichén Itza, Mexico

The ancient city of Chichén Itza (pronounced chee-chehn eet-sah) is located on the Yucatan Peninsula in Mexico. This well-known Mayan city served as a religious, political and economic center spanning several hundred years. The Pyramid of Kulkulkán — also known as El Castillo — is probably the most recognized ruin of Chichén Itza. This step pyramid stands approximately 80 feet high. It has nine terraces and four sets of stairs. Each staircase has 91 steps. If you include the top platform as a step, then the pyramid has a total of 365 steps – one for each day of the year!

1. Chichén Itza, Meksika


Chichén Itza Antik Kenti (çii-çen it-sah şeklinde telaffuz edilir) Meksika’da Yucatan Yarımadası’nda yer alır. Bu çok bilinen Maya şehri birkaç yüzyıl süresince dini, politik ve ekonomik merkez olarak görev yaptı. El Castillo diye de bilinen Kulkulkán Piramidi muhtemelen Chichén Itza’nın en tanınan kalıntısıdır. Bu basamaklı piramit yaklaşık 80 feet (24.384 m.) yüksekliğindedir. Dokuz terası ve dört set merdivenleri vardır. “”Her bir merdiven setinde 91 basamak bulunur. Eğer en üstteki platformu da bir basamak olarak dâhil ederseniz, o zaman piramidin – yılın her günü için bir tane olmak üzere – 365 basamağı vardır!

2. The Statue of Christ, Brazil

This statue of Jesus is one of Rio de Janiero’s most widely recognized monuments. It stands 98.5 feet tall atop the summit of Mount Corcovado, which itself rises more than 2,300 feet high. With a hug-like wingspan of 92 feet, the statue seems to both beckon and welcome local residents and visitors alike. It weighs approximately 700 tons and is made of concrete and soapstone. To see the statue up close, you can ride a cogwheel steam engine train up the steep 2.3-mile slope. Rest up on the ride because at rail’s end you have more than 200 steps to climb to get to the foot of the statue.

2. İsa Heykeli, Brezilya

Bu İsa bu heykeli, Rio de Janiero’nun en çok bilinen anıtlarından biridir. 2.300 feet (yaklaşık 701 metre) yüksekliğinde olan Corcovado Dağı’nın zirvesinde duran heykel 98.5 feet (30 metre) yüksekliğindedir. Kollarının kucaklarmış gibi açılımıyla 92 feet ( 28 metre) genişliğinde olan heykel, hem bölgenin yerlilerini hem de ziyaretçileri aynı şekilde çağırır ve sıcak karşılar gibi görünmektedir. Yaklaşık 700 ton ağırlığındadır ve beton ve sabuntaşından yapılmıştır.  . Heykeli yakından görebilmek için, 2.3-mil (yaklaşık 3.700 m.) eğimli dişli çarklı buharlı trene binebilirsiniz. Tren yolculuğu sırasında dinlenin çünkü yolculuk bittiğinde heykeli ayağına ulaşmak için tırmanacak 200’den fazla basamağınız var.

3. Colosseum, Italy

If you’ve seen the movie “Gladiator,” then you’ve seen the Colosseum – well, a CGI-enhanced version of it anyway. Built in Rome sometime around AD 70, it was the first freestanding amphitheatre. Others in that era were dug out and built into the sides of hills or mountains to provide stability. Gladiator contests, group combats, battle re-enactments, and other productions were held there to an audience of nearly 50,000. Today, even after some renovations in the 1990s, the wear and tear from poor weather, natural disaster and vandalism show. Nonetheless, visitors flock to this amazing sight daily.

3. Kolezyum, İtalya

Eğer “Gladyatör” filmini gördünüzse, Kolezyum’u da gördünüz – yani, en azından onun bilgisayar teknikleri ile üretilmiş versiyonunu. M.Ö. 70 civarlarında Roma’da inşa edilen Kolezyum, ilk desteksiz amfi tiyatrodur. O çağdaki diğerleri, stabiliteyi (sağlam durma) sağlamak için kazılarak çıkarılmış ve tepelerin ya da dağların yanlarına inşa edilmişlerdir.  Gladyatör yarışmaları, grup mücadeleleri, savaş canlandırmaları ve diğer prodüksiyonlar yaklaşık 50.000 kişilik bir izleyici kitlesiyle orada yapılırdı. Bugün, 1990larda yapılan bazı yenilemelerden sonra bile, kötü hava koşullarından, doğal felaketlerden ve vandallıktan dolayı bazı yıpranmalar görülmektedir. Ama yine de, ziyaretçiler bu inanılmaz görüntüye her gün akın akın gelmektedirler.

4. Taj Mahal, India

This 42-acre marble mausoleum complex located in Agra is a stunning and well-known Indian landmark. Shah Jahan, the fifth Mughal (or Mogul) Emperor, built it as a memorial to his deceased wife Mumtaz Mahal, who died during childbirth. Construction, which started shortly after Mahal’s passing in 1631, spanned more than two decades. It required more than 20,000 labourers and cost several million rupees.

4. Tac Mahal, India

Agra’da bulunan bu 42 akre (170.000 m2) mermer mozole kompleksi çarpıcı ve çok ünlü bir Hindistan abidesidir. 5. Moğol imparatoru Şah Cihan Taç Mahal’ı doğum sırasında ölen karısı Mümtaz Mahal’in anısına yaptırmıştır.  1631’de Mahal’in ölümünden hemen sonra başlayan inşaat yirmi yıldan fazla sürmüştür. 20.000’den fazla işçi kullanılmış ve birkaç milyon rupi harcanmıştır.  

5. Great Wall of China

OK, we’ve all heard the claim that the Great Wall of China is the only man-made object visible from space. But it just isn’t true. According to NASA, not only is the wall not clearly visible from low Earth orbit, other man-made things are. The space myth aside, the Great Wall of China is definitely a modern marvel and rightfully belongs amid the other seven wonders. Contrary to popular belief, the wall isn’t one continuous structure. It’s actually made up of several separate structures that connect and branch out here and there. Including the branches, it covers approximately 4,500 miles.

5. Çin Seddi

Tamam, hepimiz Çin Seddi’nin uzaydan görülebilen insan eliyle yapılmış tek nesne olduğu iddiasını işitmişizdir. Ama bu doğru değildir. NASA’ya göre, alçak dünya yörüngesinden açıkça görünen sadece Çin Seddi değildir, başka insan yapısı şeyler de vardır. Uzay miti bir yana bırakılırsa, Çin Seddi kesinlikle modern bir harikadır ve diğer yedi harikanın arasında almış olduğu yeri hak etmiştir.  Yaygın inanışın aksine, duvar bir tek sürekli yapı değildir. Aslında oradan buradan dallanıp budaklanan ve birleşen birkaç ayrı yapıdan oluşmaktadır. Bu dallarla birlikte yaklaşık 4.500 mil (yaklaşık 7242 km.) alanı kaplar.

6. Petra, Jordan

Located in southwest Jordan are the ruins of the ancient city of Petra. Massive temples, tombs and monuments have been cut into the surrounding sandstone cliffs. Petra, which is Greek for “rock,” is also known as “the city in the rock.” Perhaps the most impressive Petra structure is the Sik al-Khazneh, also known as the Treasury. It is an elaborately carved and embellished tomb. Besides the decorative tomb facades and monuments, Petra is also known for its highly organized water system, which included ceramic pipes, intricate water channels and cisterns.

6. Petra, Ürdün

Petra antik kentinin kalıntıları Güneybatı Ürdün’de yer almaktadır. Devasa tapınaklar, anıt mezarlar ve anıtlar çevredeki kumtaşı kayalıklara karışmıştır.  Yunanca “taş” demek olan Petra, aynı zamanda “taşın içindeki şehir” olarak da bilinir. Belki de Petra yapılarının en etkileyicisi Hazine olarak da bilinen Sik al-Khazneh’dir. Bu incelikle oyulmuş ve süslenmiş bir anıt mezardır. Dekoratif mezar önyüzleri ve heykellerin yanı sıra, seramik borular ve karmaşık su kanalları ve sarnıçlar da içeren oldukça organize su sistemi ile de tanınır.

7. Machu Picchu, Peru

If Petra is the city in the rock, then Machu Picchu is the city in the clouds. Built in the 15th century, this ancient Incan city is nestled between two peaks – Machu Picchu (Old Peak) and Huayna Picchu (New Peak) at an amazing elevation of 7,710 feet. It is often (mistakenly) called the lost city of the Incas, because it was hidden amidst the lush forest and clouds for more than three centuries. Yale professor Hiram Bingham rediscovered the city in 1911. Since then, excavation research suggests that the city was home to about 1,200 residents at its peak. Today, it is a key tourist attraction.

7. Machu Picchu, Peru

Eğer Petra taştaki şehirse, o zaman Machu Picchu da bulutlardaki şehirdir. 15. Yüzyılda inşa edilmiş bu antik İnka şehri iki zirvenin arasında, Machu Picchu (Eski Zirve) ve Huayna Picchu (Yeni Zirve),  7,710 feet, 2350 m.lik inanılmaz bir yükseklikte kurulmuştur. Genellikle (yanlış olarak) kayıp İnka şehri diye adlandırılır çünkü üç yüz yıldan fazladır yemyeşil orman ve bulutların arasında gizlenmiştir.  Yale Üniversitesi profesörü Hiram Bingham şehri 1911’de yeniden keşfetmiştir. O zamandan beri, kazı çalışmaları şehrin zirvede olduğu zamanlarda 1.200 civarı ev sahipliği yaptığını göstermektedir.  Bugün, çok önemli bir turist noktasıdır.

Kaynak: limasollunaci.com

Simple Past Tense asıl olarak geçmişteki olayları anlatmak için kullanılır. Aşağıda bu zamanın olumlu, olumsuz ve soru şekillerinin yapılışlarıyla ilgili tabloyu inceleyiniz.
  
SIMPLE PAST TENSE ÖRNEK TABLO
                                                 

  (+)  OLUMLU CÜMLE   (-)  OLUMSUZ CÜMLE   (?) SORU CÜMLESİ
 I played (Oynadım) I didn’t play (Oynamadım) Did I play? (Oynadım mı?)
 You played (Oynadın)  You didn’t play (Oynamadın) Did you play? (Oynadın mı?)
He played (Oynadı) He didn’t play (Oynamadı) Did he play? (Oynadı mı?)
She played (Oynadı) She didn’t play  (Oynamadı) Did she play? (Oynadı mı?) 
It played (Oynadı) It didn’t play  (Oynamadı) Did it play? (Oynadı mı?)
We played (Oynadık) We didn’t play (Oynamadık) Did we play? (Oynadık mı?)
They played (Oynadılar) They didn’t play (Oynamadılar) Did they play? (Oynadılar mı?)

DİKKAT! Olumlu cümlelerde herhangi bir yardımcı fiil gelmez ve fiilin ikinci hali kullanılır. Olumsuz ve soru cümlelerinde did veya didn’t yardımcı fiili kullanılır ve fiil yalın haliyle kalır.

 (+) I visited my uncle yesterday. (Dün amcamı ziyaret ettim)
      (Bu cümle olumludur ve görüldüğü gibi fiilin ikinci hali kullanılmıştır.)
 
 (-) I didn’t visit my uncle yesterday. (Dün amcamı ziyaret etmedim.)
      (Bu cümle olumsuzdur ve didn’t yardımcı fiili kullanıldığı için fiil yalın haliyle gelmiştir.)
 
 (?) Did I visit my uncle yesterday.  (Dün amcamı ziyaret ettim mi?)
      (Bu cümle soru cümlesidir ve “did” yardımcı fiili geldiği için fiil yine yalın haliyle kullanılmıştır.)

SIMPLE PAST TENSE YAPISI

► Olumlu Cümleler

Simple Past Tense olumlu cümlelerininde,özneden sonra V2 ( Fiillerin 2. halleri) kullanılır. Fillerin ikinci halleriyle ilgili aşağıda bilgi verilecektir.

– I watched TV last night. (Dün gece televizyon seyrettim.)

– The rain stopped a few minutes ago. (Yağmur birkaç dakika önce durdu.)

– Mary came home very late last night. (Mary dün gece eve çok geç geldi.)

– Last year I traveled to England. (Geçen yıl İngiltere’ye seyahat ettim.)

– John studied hard all year. (John tüm yıl çok sıkı çalıştı.)


 Olumsuz Cümleler

Simple Past Tense olumsuz cümlelerinde, özneden sonra didn’t yardımcı fiili ve fiillerin yalın halleri( V1) kullanılır. V2 sadece olumlu cümlelerde kullanılır.

– I didn’t go to a movie last night. I stayed at home. (Dün gece sinemaya gitmedim. Evde kaldım.)

– Nick didn’t come to school yesterday. (Jane dün okula gelmedi.)

– We didn’t have breakfast this morning. (Bu sabah kahvaltı yapmadık.)

– I went to a movie yesterday but I didn’t enjoy it. (Dün bir filme gittim ama beğenmedim.)

– It didn’t snow yesterday.  (Dün kar yağmadı.)


► Soru Cümleleri

Soru cümleleri yaparken , did yardımcı fiili özneden önce (cümle başında) kullanılır. Fiil yalın halde (V1) kullanılır.

– Did you sleep well last night? (Dün gece iyi uyudun mu?)

– Did you see the postman this morning? (Bu sabah postacıyı gördün mü?)

– Did Julie have a good time at the party yesterday? (Juile dün partide iyi vakit geçirdi mi?)

– Did you make your own dinner last night. (Dün gece akşam yemeğini sen mi yaptın?)

– Did they understand the question? (Soruyu anladılar mı?)

SIMPLE PAST TENSE KULLANIMLAR
 
 USE 1 Completed Action in the Past (Geçmişte tamamlanmış eylemler)
 
We use the Simple Past to express the idea that an action started and finished at a specific time in the past. Sometimes the speaker may not actually mention the specific time, but they do have one specific time in mind.
 
(Simple Past Tense geçmişte belirli bir zamanda başlamış ve bitmiş eylemler için kullanılır. Bazen konuşan kişi tam olarak bir zaman belirtmeyebilir, ama mutlaka cümlede bir geçmiş zaman fikri vardır.)
 
 EXAMPLES
 
– I saw a movie yesterday. (Dün bir film seyrettim.)
 
– I didn’t see a movie yesterday. (Dün bir film seyretmedim.)
 
– Last year, I traveled to Italy. (Geçen yıl İtalya’ya seyahat ettim.)
 
– Last year, I didn’t travel to Italy. (Geçen yıl İtalya’ya seyahat etmedim.)
 
– She washed her hands. (Ellerini yıkadı)
 
 She didn’t wash her hands. (Ellerini yıkamadı)

 

 USE 2 A Series of Completed Actions (Geçmişte tamamlanmış eylemler serisi)
 
We use the Simple Past to list a series of completed actions in the past. (Simple Past Tense’i geçmişte tamamlanmış birkaç eylemi arka arkaya anlatmak için kullanırız.
 
 EXAMPLES
 
– I finished work, walked to the beach, and found a nice place to swim.
 (İşlerimi bitirdim, sahile yürüdüm ve yüzmek için güzel bir yer buldum.)
 
– He arrived from the airport at 8:00, checked into the hotel at 9:00, and met the others at 10:00.
 (Havaalanından saat 8’de geldi, 9’da otele kaydını yaptırdı ve diğerleriyle 10’da buluştu.) 

 
 USE 3 Single Duration (Tek süreç)

The Simple Past can be used with a duration which starts and stops in the past. A duration is a long action often used with expressions like “for two years,” “for five minutes,” “all day” or “all year.”

(Simple Past Tense geçmişte başlamış ve bitmiş bir süreci anlatırken kullanılır. Bu süreç  uzundur ve genelde “iki yıldır”, “tüm gün” veya “tüm yıl” gibi zaman ifadeleriyle kullanılır.)

EXAMPLES

– I lived in Turkey for two years. (İki yıl Türkiye’de yaşadım.)

– Ahmet studied English for five years. (Ahmet beş yıl İngilizce çalıştı.)

– They sat at the beach all day. (Tüm gün sahilde oturdular.)

– We talked on the phone for thirty minutes. (Yarım saat telefonda konuştuk.)

– How long did you wait for them? (Onları ne kadar beklediniz?)
 

► USE 4 Habit in the Past (Geçmişteki alışkanlıklar)
 
The Simple Past can also be used to describe a habit which stopped in the past. It can have the same meaning as “used to”. To make it clear that we are talking about a habit we often use expressions such as “always,” “often,” “usually,” “never,” “…when I was a child” or “…when I was younger” in the sentence.
 
(Simple Past Tense aynı zamanda geçmişte vazgeçtiğimiz alışkanlıklar için de kullanılır. “used to” kalıbıyla aynı amaçla kullanılabilir. Bahsettiğimiz eylemin bir alışkanlık olduğunu açıkça belirtmek için cümlelerde “always” (daima), “often” (sık sık), “usually” (genellikle) ve “never” (asla) gibi zaman ifadeleri kullanılır.
 
EXAMPLES
 
– I played basketball when I was a child. (Çocukken basketbol oynardım.)
 
– He played the guitar. (Gitar çalardı.)
 
– She worked at the hospital after school. (Okuldan sonra hastanede çalışırdı.)
 
– They never went to school, they always skipped. (Hiç okula gitmezlerdi, hep kaçarlardı.)

 

REGULAR AND IRREGULAR VERBS (Düzenli ve düzensiz fiiller)
 
 İngilizce’de fiiller düzenli ve düzensiz olarak ikiye ayrılır. Düzenli fiilleri geçmiş hale çevirmek için, filler sondaki hecelerine göre -d, -ed ya da -ied takılarını almaktadır. Örneğin: 

move – moved 
watch – watched 
study – studied

Aşağıda -ed takısının getirilmesiyle ilgili kurallar verilmiştir.

KURAL 1 :
 Bir sesli harf ve ardından e harfi geliyorsa, -d takısı eklenir.

dance – danced
erase – erased
place – placed

KURAL 2: Bir sesli harf ve ardından bir sessiz harf geliyorsa, sondaki sessiz harf iki kere yazılır ve -edtakısı eklenir.

plan – planned
stop – stopped


DİKKAT: w ve x harfleri iki kere yazılmaz.

snow –  snowed
fix – fixed


KURAL 3: İki sesli harf ve ardından sessiz harf gelirse -ed takısı eklenir, son harf iki kere yazılmaz.

rain – rained
need – needed

KURAL 4:  Son iki harf sessiz olursa -ed takısı eklenir, son harf iki kere yazılmaz.

help – helped
add – added

KURAL 5 : Kelimenin sonunda bir sessiz harf ve arkasından -y harfi gelirse, -y harfi atılır ve kelimenin sonuna -ied eklenir.  

Worry – worried
Reply – replied

KURAL 6 : Kelimenin sonunda bir sesli harf ve arkasından -y harfi gelirse, -ied değil-ed takısı getirilir.

play – played
stay – stayed

ÖNEMLİ NOT : Düzenli fiiller en yaygın olarak -ed takısı alarak ikinci hale gelirler. İngilizce öğrenen bir kimsenin sadece bu kuralı bilmesi yeterlidir. Yukarıda verilen kuralları öğrenmeye çalışmak gereksizdir. Bir kere okumak ve mantığı öğrenmek elbette faydalıdır, ancak bir süre İngilizce ile meşgul olan herkes, zaten farkında olmadan yukarıda zor gibi gözüken kuralları öğrenir. Bu yüzden verilen ayrıntılı kuralları ezberlemek yerine, kitap okumak ve farkında olmadan öğrenmek daha faydalıdır.
  
► Düzensiz fiiller adından da anlaşılacağı gibi herhangi bir kurala bağlı kalmadan değişirler bu yüzden öğrenilmesi gerekir. 
 
go – went
swim – swam
do – did

Kaynak: dersimizingilizce.com

THEME 3

EMERGENCY AND HEALTH PROBLEMS

Health Problems – Hastalıklar / Sağlık Sorunları

Stomachache: Karın ağrısı

Toothache: Diş ağrısı

Backache: Bel ağrısı

Headache: Baş ağrısı

Earache: Kulak ağrısı

Sore throat: Boğaz ağrısı

Cough: Öksürük

Cold: Soğuk algınlığı,üşütme

Flu: Grip

The measles: Kızamık

High temperature / Fever: Yüksek ateş, ateşlenme

Cut: Kesik

Bruise: Yara, bere,morluk

Bump: Şişlik

Runny nose: Burun akıntısı

Broken leg / arm: Kırık bacak / kol

• What’s the matter with you? ( Senin neyin var?)
I have got headache. ( Başım ağrıyor,baş ağrım var.)
• What is the matter with her? ( Onun neyi var?)
She has got sore throat. ( Onun boğazı ağrıyor, boğaz ağrısı var.

Hasta olan birisine yapması ya da kaçınması gereken durumlarla ilgili tavsiye verirken should / shouldn’t yapıları kullanılır. Hastalıklara yönelik tavsiyelerle ilgili diyaloglara göz atalım:
1. A: I have got sore throat. ( Boğazım ağrıyor.)
B: You shouldn’t drink cold water. ( Soğuk su içmemelisin.)

2. A: He has got a toothache. ( Onun dişi ağrıyor.)
B: He should go to dentist. ( O, dişçiye gitmeli.)

3. A: I have got high temperature: ( Ateşim yükseldi, ateşim var.)
B : You should take some medicine. ( Sen, ilaç içmelisin.)

Should / Shouldn’t

Kullanım Alanları / Usage

 >  İngilizcede tavsiyede bulunmak veya öğüt vermek için kullanılan bir yapıdır.

 >  Yapılması iyi olan durumları belirtmek için should , yapılması iyi olmayan durumları belirtmek için de should yapısının olumsuz hali olan shouldn’t kullanılır.

 >  Should fiile “(yap)malı” anlamını katarken, shouldn’t ise “(yap)mamalı” anlamını katar.

 >  Olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinin hepsinde should yapısıyla birlikte kullanılan fiile hiçbir ek getirilmez, yalın haliyle kullanılır. Tüm öznelerle (kişilerle) kullanımı aynıdır.

Olumlu Cümleler / Affirmative Sentences

Özne / Subject Yard. Fiil / A. Verbs Fiil / Verb Nesne / Object
I
You
He
She
It
We
You
They
SHOULD read English books.

» He has got a toothache. He should go to dentist.
( Onun dişi ağrıyor. O dişçiye gitmeli.)
» The weather is rainy. You should take your umbrella.
( Hava yağmurlu. Sen şemsiyeni almalısın.)

Olumsuz Cümleler / Negative Sentences

Özne / Subject Yard. Fiil / A. Verbs Fiil / Verb Nesne / Object
I
You
He
She
It
We
You
They
SHOULD NOT
(SHOULDN’T)
read English books.

 >  Yapılmaması gereken bir durumla ilgili tavsiyede bulunurken “should”dan sonra olumsuzluk eki olan “NOT” getirilir, cümle yapısında başka bir değişiklik olmaz.

Example(s) / Örnek(ler)
» Her room is cold. She should not open windows.
( Onun odası soğuk. O pencereleri açmamalı.)

» Jack is fat. He shouldn’t eat many hamburgers.
(Jack şişmandır. O çok hamburger yememeli. )

Soru Cümleleri / Interrogative Sentences

Yard. Fiil / A. Verbs Özne / Suject
Fiil / Verb Nesne / Object
SHOULD I
You
He
She
It
We
You
They
study English?

 >  Soru sorarken SHOULD başa alınır. Should ile sorulan sorulara olumlu ve olumsuz kısa cevaplar şu şekilde verilir:

Example(s) / Örnek(ler)
» Should she go to doctor? ( O doktora gitmeli mi? )
Yes, she should. ( Evet, o gitmeli)
No, she shouldn’t. ( Hayır , o gitmemeli.)

» Should they do exercise? ( Onlar egzersiz yapmalı mı ? )
Yes, they should. ( Evet, onlar yapmalı.)
No, they shouldn’t. ( Hayır, onlar yapmamalı.)

THEME 4

INVITATIONS AND CELEBRATIONS

 
A double celebration!
Çifte kutlama.
 
A Strange Celebration
Tuhaf Kutlama.
 
Let there be a celebration!
Bu bir kutlama olsun!
 
It’s a celebration.
Bu bir kutlama.
 
This calls for a celebration!
Bunu kutlamak icap eder.
 
Everything was a celebration.
Her şey bir kutlama oldu.
 
This is a celebration?
Bu bir kutlama olduğunu?
 
This is a celebration!
Bu bir kutlama.
 
Well, blimey, this is a double celebration, isn’t it? Here, Joyce.
Çifte kutlama oldu, değil mi?
 
And so they arrived at Chapter 3, in which Rabbit organizes a very organized Easter celebration.
Böylece üçüncü bölüme geldiler. Bu bölümde Tavşan, güzel kurgulanmış bir Paskalya kutlaması hazırlamıştı.
 
It’s not a sense of celebration.
Bu bir şenlik havası değil.
 
This calls for a celebration together!
Bu, birlikte bir kutlama gerektirir!
 
But we should always remember that seeing each other again should be a celebration.
Ama birbirimizi tekrar görmemizin bir kutlama olabileceğini unutmamalıyız.
 
Attention! There’s a celebration in progress in all departments.
Tüm bölümlerde kutlama var.
 
This is like a celebration party for me.
Bu, benim için bir kutlama partisi gibi.
 
I give you ten days of holidays to spend a good family celebration
Ailenizle birlikte güzel bir şekilde kutlamanız için size 10 gün tatil veriyorum.
 
I thought it might be just the thing for a little celebration.
Küçük bir kutlama için çok uygun olduğunu düşündüm.
 
A celebration of rebirth, of new beginnings and of freedom.
Yeniden doğuşu ve yeni şeylerin başlangıçını ve özgürlüğü.
 
Oh, a little victory celebration.
Biraz zafer kutlaması diyelim.
 
This just calls for a celebration!
Bunu kutlamamız lazım!
 
How about this for a celebration, I’m going in there with my budies and you wait in the car. – But that does not sound like fun.
Kutlama için, ben arkadaşlarımla içeri girsem ve sen arabada beklesen nasıl olur?
 
So the article suggested that I should throw a party in celebration of me.
Ve Pasajın tavsiyesi bunu kutlamam için parti vermem gerekmiş.
 
And, you know, today is a celebration day.
Ve bugün, kutlama günü.
 
And in celebration of that love… the bride has asked her friend, Tru Davies, to read for us a passage today. Tru?
Ve bu aşkı kutlamak için gelin, çok iyi arkadaşı Tru Davies’den bir pasaj okumasını istedi.
 
The staff had a big celebration.
Personel büyük bir kutlama yaptı.
 
This rice is being offered as a gift, in celebration of the honorable emperor’s installation.
Pirinç, Amanushi’nin göreve başlamasını kutlamak için verilen bir hediyedir.
 
The reason I called you is to invite you to a little celebration in my honor.
– Doğru. Onuruma verilecek bir kutlamaya davet etmek için aramıştım seni.
 
I was thinking more along delights of a celebration dinner.
Ben daha çok bir kutlama yemeği vermeyi düşünüyordum.
 
Weddings are a celebration of love and commitment… in Utopia.
Evlilik, aşk ve bağIıIıktır. Tabi ki ütopya.
 
Sort of a celebration of the people that built this town… instead of those who think they did.
Kasabayı kurduğunu sananların yerine, asıI kurucuların yaptığı bir çeşit kutlama gibi…
 
Tomorrow our governor will be hosting a celebration here to honour California’s statehood.
Yarın, valimiz Kaliforniya’nın eyaletleşmesinin şerefine burada bir kutlamaya ev sahipliği yapacak.
 
All right, all right It’s a wedding, a celebration To Yuri!
Bu bir düğün, bir kutlama.
 
That calls for a celebration!
Öyleyse bunu kutlamak gerek!
 
Please shine your precious light on our son Jimmy, who’s in mobile and can’t be with us today. And on this day of celebration, let us say a prayer for Roy Page
Tanrım, lütfen o kutsal ışığını dışarıda olup bize katılamayan oğlumuz
Jimmy’nin üzerinden eksik etme.
 
Mr. Gray, am I interrupting a celebration?
Bay Gray, bir kutlamayı mı böldüm acaba?
 
Buttermaker, you deserve a celebration.
Buttermaker bir kutlamayı hak ettin.
 
Isn’t great art, after all, a celebration of nature?
En büyük sanat ne de olsa doğanın takdir edilmesi değil midir?
 
Sure you can call it capitalism, a free market, a celebration of tariff breakdowns… “dysmenorrhea…”
Elbette kapitalizm diyebilirsiniz, bir serbest piyasa,… gümrük vergilerinin düşüşünün kutlanılması dismenore…
 
They’d have a celebration the night before they went down in case they never came out.
Mağara kaşifleri ile ilgiliydi. Her keşiften önceki gece bir daha dönemezlerse diye kutlama yaparlardı.
 
Yeah, it’s a double celebration at Trinca’s…
Evet, Trinca’da çifte kutlama olacak.
 
Now, once the ast piece is laid down, all we have left is a big celebration, right Minister Song?
Ama tüm taşlar yerine oturduktan sonra bize kutlamaktan başka bir şey kalmayacak, değil mi bakan Song?
 
It’s a kind of celebration of this magic of contingent encounters, generatings, unexpected effects of meaning.
Film tesadüfi karşılaşmaların büyüsünün, yarattıkları beklenmedik anlam efektinin bir tür kutlamasıdır.
 
Arrange a celebration in his honor.
Onuruna bir tören düzenleyin.
 
So a celebration is in order, is it not?
Öyleyse sırada bir tören var, değil mi?
 
A miracle is traditionally cause for celebration, not an inquisition.
Bir mucize, geleneksel olarak kutlamayı gerektirir, sorguya çekilmeyi değil.
 
We would love to witness a celebration of their love.
Aşklarının kutlanmasına tanık olmayı çok isteriz.
 
There’s a women’s circle after the celebration.
Ayinden sonra kadınlar toplanacağız.
 
As a matter of fact, down to the fourth century christianity rejected the birthday celebration as a pagan ritual.
4. yüzyılda Hıristiyanlık bir pagan ayini olduğu gerekçesiyle doğum günü kutlanmasının reddederdi.
 
Cheer up, E. It’s a celebration.
Neşelen, E. Bu bir kutlama.
 
Well, would a mentally retarded guy… have hired a bulldozer with a drunk driver to level half of his house… in celebration of his fantastic test results?
Peki, zeka geriliği olan biri olarak… sarhoş halde bir buldozer kiralayıp evin yarısını…. fantastik test sonuçlarını kutlarken mahveder miydim?
 
Kaynak:translate.vc
 
Fikir sorarken veya öneride bulunurken aşağıdaki kalıp ifadeleri kullanabilirsiniz.

Let’s. … Haydi …
How about ……? / What about ……? …… ne dersin?
Why don’t we ……? Neden ……?
Would you like to ….? ……… ister misin?
Do you want to …. with me? Benimle ……… ister misin?
I’d like to invite you to …… Seni ……. davet etmek istiyorum.
Thanks. That sounds great. Teşekkürler. Kulağa harika geliyor.
I like / love that idea. Bu fikri sevdim.
Let’s do that. Haydi yapalım.
Sure. Elbette.
Why not? Neden olmasın?
I’d rather not because ……. Tercih etmem çünkü …
I’m sorry but I have to …… Üzgünüm ama ……. zorundayım.
I can’t ……. Yapamam.
No, thanks. Hayır, teşekkürler.
 

 

THEME 5

TELEVISION AND SOCIAL MEDIA

Bir konu hakkında fikir sorarken veya fikir verirken aşağıdaki ifadeleri kullanabilirsiniz.

– What do you think ………? Ne düşünüyorsun?
– What is your idea ……….? ………… fikrin ne?
– I think …… Bence ………
– In my opinion ……… Benim düşünceme göre ……..
– To me ……… Bana göre …….
– I don’t think so. Sanmıyorum.
– No chance! Mümkün değil.
– Never in a million years. Asla.
– That’s for sure! Tabii ki
– Absolutely! Kesinlikle.
– I guess so. Sanırım
– No way! Mümkünü yok.
– I’d exactly say the opposite. Tam tersini söylüyorum.
– I’d exactly say the same. Aynen katılıyorum.
– No, I am not sure about it. Hayır, emin değilim.
– That’s not always the case. Bu doğru değil.
– There is no doubt about it. Hiç şüphesiz.
– You have a point there. O noktada haklısın.

Bir konuşma esnasında karşınızdakinin sözüne kibarca karışırken ve konuşma esnasında zaman kazanmak için aşağıdaki ifadeleri kullanabilirsiniz.

– I am sorry for interrupting. Böldüğüm için özür dilerim.
– You have a point there. Tam üstüne bastın.
– Can I add something here? Ben de bir şey ekleyebilir miyim?
– If I might add something? Bir şey eklememin sakıncası var mı?
– Well …… Pekala ……
– So …… Öyle……
– Anyway …… Neyse ……
– Let me think …… Bir düşüneyim ……
– Let me see …… Bir anlayayım ……
– You know …… Bilirsin işte ……
– Umm …… Hımm…..
– I mean …… Demek istiyorum ki ….

aöl ingilizce 2 dersi TELEVISION AND SOCIAL MEDIA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir